Düşüncelerin bilinçlenmesinde karşılıklı etkileşim, yani iletişim çok önemlidir ve kendini dış dünyaya karşı verilen tepki ile belli eder. Tepki fiziksel ya da sözel olarak karşımıza çıkar. Susmakta bir çeşit tepkidir.

Tepkileri yönetmek için birey ya da kitlenin bakış açısının değişmesi için birey veya kitle ikna ve telkine açık hale getirilir, isteklendirmeler anlamlandırılır. Ön yargı şüphe, korku, ego istekleri , ahlaki değerler ve vicdani duygular gibi etkiler tepkisel davranış değişikliğinde önemli rol oynar. İnsanın ruh halinin yansıması olan tepki vermede iç ve dış faktörler etkindir. Düşüncenin odaklandığı bakış acısı paradigma olarak adlandırılır. Tetiklemeye bağlı değişimlerin nedenleri ve bakış açısındaki değişimler belirlendiğinde insan zihninin yönlendirme kapısı aralanır. Tepkisel davranış ve bakış acısındaki farklılıkları belirlemek için ,ikna ve telkin mesajlarının beyne transfer etme çalışmaları yoğunluk kazanmıştır. Çünkü beyin çok kolay erişile  bilen bir organdır. Önemli olan beyne mesajı iletecek doğru iletişim kanalının ve tetikleme yönteminin belirlenmesidir. Ses, resim, görüntü, koku, tat ve dokunma gibi mesajlar duygusal algıların içine gömülür. Algı ötesi işaretler ile duyu organlarının eşik aralığı dışındaki uyarıcı etkiler kullanılarak insanların davranış ve düşünceleri değiştirilmekte ve yönlendirilmektedir.

Bireyi ya da kitleyi yönlendirmede etkileşimli yazılı ve görsel medya ile iletişim teknolojileri günümüzde yoğun bir biçimde kullanılmaktadır. Propaganda ve kışkırtma ile sürü psikolojisi oluşturma gibi konularda davranış değiştirme üzerine çalışmalar yapılmaktadır. Bir kitleye karşı zihin operasyonu yapılmadan önce hedef kitlenin alışkanlıkları, örfleri, adetler ve inançlar hangi olaylara nasıl tepki ya da yanıt verdikleri araştırılarak bulunur. Tepkisel davranışların hangi düşünceden kaynaklandığı nelere tepki verdiği belirlendiği anda bireyin ya da kitlenin kontrolü ele geçmiş olur. İnsan zihninin uzaktan kontrol edilebilmesinin dünya için sosyal ve politik  etkileri çok fazla olacaktır. Bu nedenle bizler yeni gelişmelere hazır olacağız. Yaşadığımız 21. yüzyılda ülkemize karşı uygulanan yabancı istihbarat örgütleri tarafından uyarlanan psikolojik harp , unsurlarının ve operasyonlarının farkında olacağız. Milletçe bu operasyonlara , karşı Milli ve Manevi , Kültürel değerlerimizle sahip çıkıp gelişen teknolojiyi kullanıp oynanan oyunların farkında olacağız. Yazımıza dönecek olursak. İnsanlar görsel ve işitsel basın , reklam, sinema, diziler haber bültenleri gibi dış telkinlerle kontrol edilmeye çalışılmaktadırlar. Kitle bireyinin ana özelliği şunlardır; bilinçli kişiliğin kaybolarak bilinçsiz kişiliğin egemenliğinin ele geçirilişi, duygu ve düşüncelerin telkin ve sirayet sonucu aynı yöne yönelişi, telkinle alınan direktifleri vakit geçirmeden gerçekleştirme eğilimi yani bireyin artık kendisi olmaktan çıkıp istem gücünden iradeden yoksun bir otomat duruma geçişidir.

SONUÇ OLARAK;

Kitle kontrolünün en büyük silahı propagandadır. Zihin kontrolcülerin sürekli ve kesintisiz olarak uyguladıkları Harp taktiği psikolojik savaştır. Propaganda bir fikrin her çeşit araçtan istifade etmek suretiyle hedef kitleye telkin edilmesidir. Propaganda teknikleri; 1.Konusuna göre; Askeri, siyasi, ekonomik ve Dini kültürel propagandalardır. 2.Metoduna göre; Korkutucu, yıldırıcı, ikna edici, ajite edici propagandalardır. 3.Hedef topluma göre; Dost, tarafsız ve rakip topluma göre  propagandalardır. 4.Kaynağına göre; Kaynak açıksa beyaz propaganda, Kaynak belirsizse gri propaganda Kaynak gizli ve sahte ise siyah propaganda. Psikolojik harbin en önemli enstrümanlarından olan propaganda bireyler ve toplumların üzerinde tutum değişikliği yapmak amacıyla kullanılır. 21’inci yüzyılda zihin kontrol operasyonları artmış durumda. Toplum olarak bu konuya biraz uzağız meraklıları hariç. Rusya ve İran bu programlara ciddi ödenekler harcamaktadır. Örneğin fare kovucu cihazlar bile bir nevi fareler için zihin kontrol aracıdır. Sinyal ve sesi fare duyar ve etki alanına girmez. Çağımızın savaşı kitle ve zihin savaşlarıdır. Zihinler işgal altında. İkinci yazımızda bu konuyu açacağım. En derin Sevgilerimle.

Emniyet Haber Gazetesi - Araştırmacı Yazar / Burak İĞLİKÇİ